Kadın Modasının 100 Yıllık Yolculuğu

Kadın Modasının 100 Yıllık Yolculuğu

Sanılanın aksine kadınlar, insanlığın var olduğu ilk çağlardan itibaren gerek annelikleri gerek öğretmenlikleri gerekse savaşçı karakterleri ile kainattaki en değerli varlıklar olmuşlardır. Bugün de kadınlar bu değeri omuzlarında taşımaya devam ediyor. Tabii evrende böylesine büyük bir değer teşkil etmenin bir bedeli olacaktı, öyle ki kadınlar kendilerine karşı asırlardır süre gelerek yapılan tüm zorbalıklara, şiddete göğüs gererek günümüzde de adeta meydan okumaya devam ediyor. 

Kadınlar var oldukları ilk andan beri içlerinde taşıdığı bu savaşçı ve arzu dolu kadın olmanın ruhunu tarih boyunca yaptıkları tüm eserlere yansıtarak dünyamızı güzelleştirdiler, bugün de bu görevi hiçbir şey yapmadan sadece var olarak bile yerine getirmeye devam ediyorlar. Kadınların elinin dokunduğu her şey aniden güzelleşiyorsa üzerlerine giydikleri kıyafet ve aksesuarların güzelleşmemesi mümkün mü? Bu bakış açısından bakıldığında ise kadınların giydikleri kıyafet ve taktıkları takılar sadece modayı ya da moda trendlerini değil kadın olmanın ruhu ve varoluş hikayemizi en iyi şekilde bizlere sunabilecek araçlardan en önemli olanları olarak kabul edilir. Çünkü kadın ya da erkek fark etmez, hepimizin üzerimize giydiği kıyafet ve o kıyafeti kendince kombinlediği her bir parça takılar biz farkında olmadan olsa bile bizim kişiliğimiz ve dışarıdan bakanlara vermek istediğimiz mesajı büyük ölçüde taşımaktadır. 

İnsan beyninin ne denli büyük olduğunu kavradığımız an yaptığımız hiçbir davranışın öylesine olmadığını, bir amaç taşıdığını anlayıp gerçekleşen olaylara bu gözle bakmaya çabalayabiliriz. Nasıl ki insanın yaptığı hiçbir şey öylesine değilse, bu aynı zamanda insanın üzerine giydiği ve taktığı hiçbir şeyin de öylesine olmadığının kanıtıdır. Yaptığımız her hareket ve söylediğimiz her kelimenin bilinçaltımızda çok şey ifade ettiğini bilebilseydik giydiğimiz her şeyin de o denli anlam taşıdığının farkında olarak hareket ederdik ve bu hayatımızda birçok şeyi değiştirmeye yeterdi. 

Geçmişten günümüze kadınlar üzerlerine giydikleri kıyafetlerin bu denli önem taşıdığının farkındaydı. Öyle ki kadınlar susturulmaya çalışıldıkları ve duygularını, düşüncelerini sözleriyle ifade edemedikleri zaman ve ortamlar içerisinde tüm bunları üzerine giydikleri kıyafet ve taktıkları aksesuarlar ile duyurmayı başardılar. Kadınların moda dünyasında başrol edinmesinin en önemli sebeplerinden birisi de budur. Bugün de kadınların tüm dünyaya damga vurmuş moda dünyasında geçirdikleri 100 yılı ele alarak onları daha yakından tanımaya çalışacağız. 

1920’ler Modası

1920’li yıllar, kadın modası için devrim niteliğindeki bir dönemin kapılarının aralanmasını işaret eder. Bunun en büyük sebebi olarak 1920’li dönemlerde yaşanmış I. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile paralel olarak değişecek toplum ve cinsiyet rolleri olacaktır. Yaşanacak bu büyük değişim hayatın her alanını etkileyeceği gibi moda dünyasını da derinden sarsacak oluşu hiç şaşırtıcı olmayan hatta önceden tahmin edilebilir bir durumdu. 1920 kadın modası, ulaştığı noktalar neticesinde kadınlara, uzun zamandır özlemini duydukları özgürlük ve bağımsızlıklarına kavuştukları günlerin hiç de uzakta olmadığını simgeleyen daha konforlu ve fonksiyonel kıyafetlerin trend olmaya başlamasıyla kadınlar ve kadın modası için dönüm noktası olmuş dönemlerdi.

1920’li dönemlerin başlarında moda dünyası, kadın veya erkek fark etmeksizin savaş ve savaşın getirdiği zorlu yıllar dolayısı ile oldukça geride kalmıştı, hatta yerinde sayıyordu da denebilir. Fakat savaşın nihayetinde sona ermesi ile hareketlenmeye başlamıştı. Bu sıyrılış döneminde kadınlar, kadın üzerinde oluşmuş tüm algıları yıkarak moda tarihinde daha öncesinde hiç görülmemiş bir sadelik arayışında idi. Ve bu durum asıl sebebi farklı bir durum olsa da çoğu zaman kadına nasıl giyinmesi gerektiğini söyleyenlere karşı bir ayaklanma olarak kabul görmüştür. 

Bu sıralarda kadınlar arasında daha maskülen görünmek moda idi, çünkü kadın ve çocuk olmak bir zayıflık olarak görüldüğünden bir sürü kadın ve çocuk talihsiz katliam, taciz ve zor durum ile karşı karşıya olma zorunda kalmıştı. Bu durumdan kaçış yolu olarak kadınlar vücut hatlarını belli etmeyen ve kendilerine daha maskülen bir görünüm kazandıracak düşük bel ve basic olması ile öne çıkan ‘la garçonne’ tarzı pantolonları tercih etmekte idi. O dönem Coco Chanel başta olmak üzere ünlü tasarımcılar kadınlar lehine olacak bu tarzın popülerleşmesinde önemli rol oynadığı da söylenebilir.

Kadınlar için devrim niteliği taşıyan 1920’li yılların ortalarına doğru ‘flapper’ isimli yeni bir kadın imajı beliriverdi. Bu imajın benimsenmesi ile kadınlar, ‘la garçone’ de popüler olmuş kalıpları yıkma trendini sevmiş olacağa benziyor ki bu ‘flapper’ imaj daha kısa etekler ile vücut hatlarını belli etmeyecek bol kesim elbiseleri de beraberinde getirdi. Bu dönemlerde kadınlar kısa eteklerini giyerek geleneksel rollere meydan okuyor ve dans pistlerinde özgürlüklerini kutluyorlardı. Aynı zamanda o dönemler kadınların yapması ayıp kabul edilen bir sürü uygulamayı kadınlar gerçekleştirmeye başladılar. Örneğin; kadınlar saçlarını kısa kestirip ve şapka takmaya başlayarak daha maskülen bir görünüme kavuşuyorlardı.

1920’lerin sonlarına doğru ise, savaşın izlerinin üzerinden atılması daha net sonuçlar doğurduğunda moda daha süslü ve daha feminen bir hal almaya başladı. Elbise modelleri, payet, boncuk işlemeleri ve nakışlarla zenginleştirildi. Kadın modası 1920’lerin başında yer alan maskülen görünüme nazaran daha zarif ve gösterişli bir hal almıştı. Her ne kadar kadın modası bu aralar daha feminenleşmeye başlasa da hem gündüz hem de gece kıyafetlerinde sadelik ön planda kalmaya devam etti, ancak gece giyilen kıyafetler gündüz giyilenlere göre daha süslü detaylara sahipti.

1930’lar Modası

1930’lardan itibaren ise, kadın modası daha muhafazakar ve geleneksel bir yöne doğru ilerlemeye başladı. Bu dönemden itibaren etek boyları uzadı ve bel hatları daha feminen göstermesi amacı ile yükselişe geçti.

1940’lar Modası

1940’lar ve 1950’li yıllarda ise dünyanın peşini bırakmayan Dünya Savaşı belasının ikinci defa nüksetmesinden sonra fonksiyonellik ve verimlilikle ön plana çıkış yaptı. 1950 kadın modası için şu zamana kadar halen normal olarak kabul görmeyen üniforma ve takım modelleri popüler hal aldı.

1960’lı yıllarda, kadın modası değişim üzerine değişim geçirmeye devam etti. Bu döneme Türkçe anlamı ‘Sallanan 60’lar’ olan ‘Swinging Sixties’ adı verilmesine şaşmamalı. Çünkü bu dönemde kadın moda dünyası muhafazakarlık zincirlerinden kurtulmuş etek boyları diz üstüne çıkması ile sadece moda dünyasını değil her yeri sallamıştı. Bu dönemlerde özgür düşünce ve gençlik akımı yükselişteydi. Tam bir altın çağ diyebiliriz.

1970’ler Modası

Etkisi günümüzde hala hissedilen ‘hippi’ akımının başlaması üzerine rasta saç modeli, etnik desenler, bol ispanyol kesim pantolon modelleri ve uzun bol kesim etekler bu dönemin kadın modasını etkilemeseydi şaşırırdık herhalde ama beklediğimiz oldu ve kadın modasında da ‘hippi’ akımı 1970’li yılları hakimiyeti altına aldı.

1980’ler Modası

70’li yılları ‘hippi’ lerin esir almasının etkisinden yeni yeni kurtulan moda dünyası bu sefer hippi tarzından daha gösterişli bir hal almaya başladı. Omuz pedleri, fosfor renkler ve abartılı derecede büyük aksesuarlar 80’ler kadın modası aşırılık ve tüketimin simgesi olarak dönemin karakteristik özelliklerini taşımaktaydı.

1990’lar Modası

70’ler kadın modası ve 80’lerdeki hippi ve abartılı trendlerin aksine 90’lar kadın modası daha minimalist bir anlayış moda dünyasını hakimiyet altına aldı. Nört renkler, doğal kumaşlar ve sade çizgiler bu dönemin yükselen akımları halini almıştı.

2000’ler Modası

2000’lerde tüm diğer moda akımlarından farklı olarak vintage parçaların öne çıktığı vintage dükkanları akım halini aldı. 1920’lerin başlarında yer alan ‘la garçonne’ tarzı düşük bel pantolonlar vintage kemerler ile buluştu. Aviator güneş gözlükleri, bolca ten gösterimi sağlayan spor kıyafet ve deri ceketler rövanşta idi.

2010’lar Modası

2000’lerden farklı olarak 2010’larda da moda daha çeşitli bir hal aldı. Sosyal medya kullanımı ve teknoloji çağının yükselişi sayesinde moda hem kadın hem de erkekler için daha ulaşılabilir ve kişiye özel olacak şekilde şekillenmeye başladı. İlk olarak 2010’lu yıllarda kıyafetlerin sürdürülebilir olması fikri ortaya atıldı. Etik moda gibi kavramlar da ayrı bir önem kazanmaya başladı.

2020’ler Modası

Günümüz 2020’lerde moda dünyası ise daha çok geçmişten ilham alarak tasarlanan parçalar ile yeniden yorumlanıyor. Bu dönemde retro ve etnik desenler, vintage parçalar ve klasik kesimler son moda dokunuşlar ile birleştirilip ortaya melez diyebileceğimiz bir moda akımı çıkmışa benziyor. Özellikle bu dönemlerde moda, içselliği ve kendine özgü tarz akımlarını kutluyor.

1920’lerde fiilen başlayan kadın moda dünyasının yolculuğu günümüze kadar savaş, toplumsal etkenler, çeşitli fikir akımları ve teknolojinin gelişmesi ile evrimleşerek 2024 kadın modasına kadar aktif bir şekilde varlığını sürdürdü. Her dönem kendine has tarzıyla kalplerimizde yer edinen trendler ve bize nostaljiyi anımsatan benzersiz parçalarıyla kadın modası giyim hem sembolik hem de sanatsal estetik bakış açısından çok büyük değer taşımakta. Hangi yılda hangi trendlerin akışında olursak olalım tarz olmanın anahtarının kendimiz olmakta saklı olduğunu unutmayalım. Çünkü ancak kendimiz olduğumuz zaman yeni trendlerle moda dünyası ilerleyecek. Kendi tarzımızı oluştururken moda’nın sadece giyimden ibaret olmadığını aynı zamanda iç dünyamızla yaşadığımız toplum ve dönem arasında köprü kurduran eşsiz bir deneyim olduğunun bilincinde olarak son ana kadar kendimiz olmaktan taviz vermeyelim. Çünkü moda, en çok kendin olabildiğinde güzeldir. 

Etiketler: blog
Mayıs 15, 2024
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.